Freitag, 13. Februar 2009

Alman Disiplini

Çok olmadı bu ülkeye geleli. Ama bürokrasisi ile başım altı aydır belada. 

Peki nedir olan biten?

Memleketimdeki her çileli akademisyen gibi benim de bilgimi, görgümü geliştirip yeni ufuklar kazanmak, bu esnada da yayın yaparak şecere-i evrakımı coşturmak, yaşam tecrübesi başlığı altında bilumum heyecanı yaşamak amacıyla bir süreliğine (ki YÖK'e göre bunun makbul olanı dört aydır asgari olarak) yaban ellere gitme hevesim ve hedefim vardı. Kader, kısmet, cv vs derken kazanmış olduğum bir burs ile disipliniyle meşhur, eski müttefik, ebedi dost, acı vatan Almanya'nın şirin ve ne acaiptir bir zamanlar başkenti olan Bonn'un (Almanya'da Bonn'a başkent iken 'Hauptdorf' derlermiş, öyle dedi evsahibim Herr Schulz, yani başköy) 200 yıllık namlı üniversitesine gelme şansı buldum. 

Meslek icabı bu memlekette çalışma iznimin olması için birtakım evrakı hazır etmem gerekti elbet. İlgili makamlar bana 10 maddelik bir liste yolladılar. İşin garibi listedeki bazı kağıtları Türkiye'de hiçbir kurumun verememesi idi. En azından ilk denemelerimde sözkonusu belgelerin adını bile duyan yoktu. Yılmadım, araştırdım, soruşturdum, ama nafile... Kalkıp eski gözağrım, kasvet ve memur kenti diye gri bilinen Ankara'ya gittim bir sabah. Bakanlık kapısından o gün girdim ilk. Dedim şu lazım, dediler o ne? Dedim önemli, dediler o yok ama bunu verelim. Üzerime en çok uyan belgeyi tam '2 gün' içinde hazır ettiler. Aslında bir saat sürdü ama ah o imza yok mu? İlgili grup müdürü iki gün bulunamamış öyle dediler. Sanmayın şikayet ediyorum, kesinlikle ellerinden geleni hızla yaptılar. Zaten oradan şikayet edersem burada Lahey'e başvurmam lazım. Neyse kağıtlar yeminli tercümanca çevrilip, Apostil namlı bir onay ile gönderildi. Belgelerin hazırlık ve gönderilme süresi, çeviri, onay dahil 3 gün.Buraya dikkat! 

İlk cevap bir hafta sonra idi. İlk listeye dört yeni belge eklenmiş ve bakanlıktaki kağıt istedikleri belge çıkmamıştı. Daha önce aynı bursu alanlara sordum, bilen yok. Bu arada bakanlığa gitmeden önce bie e-posta atıp meramımı anlatmış ama bakanlığa şahsen gittiğimde ise 'Hocam iyi ki geldin o türlü uzar o iş' cevabını alınca bir daha da cevap falan beklememiştim.

Bir gün sarı zarf geldi Ankaramdan. Aaa, istediğim kağıdı bilen vardı, hatta onunla ilgili matbu dilekçe bile vardı. Hadiii, hop Ankara. Bu defa gerekli kağıt tam iki saatte elimdeydi. Şaka değil. Çat diye verdiler vallahi ne isteniyorsa yazıyordu aynısı belgede. Sevinçle çevirtip, aceleyle yolladım. Reaksiyon süresi toplam iki gün. Re-reaksiyon Almanya : iki  hafta. 

Bu defa uluslararası hukuk Almanya'yı, en azından Köln'deki memurları kapsamıyor olacak çeviriler konsolosluk onaylı değil dediler. Konsolosluk biz onaylamıyoruz zaten Apostil var dedi. Veren Almanlar, alan Almanlar, beğenmeyen Almanlar, sıkıntısı benim. Bu defa uluslararası belge geçerliliği ile ilgili konsolosluk evrakı ile beraber kalanları yollayıp bir ay sonra da ben geldim.

Arayı geçelim, bugün iki buçuk ay oldu. Sabah değerli Köln bölge idaresinden ilgili memur atmış olduğu e-posta ile çeviriler ile ilgili sıkıntısını yinelemekle kalmayıp bu defa not transkriptimin aldığım eğitime ait değil tamamen kıçından uydurduğu bir dala ait olduğu iddiasıyla diplomamın gerçek not transkriptini istedi ve benim şalterim attı. 

Keza bahsi geçen eğitimi Türkiye'de veren yok. Diplomadır, tarihlerdir herşey apaçık ortada. Hatta sözkonusu kelime bir yarıyıllık ders adında belki geçiyor. Artık bir insanın okuma yazması olmamasını geçtim gerizekalı olması bile böyle anlamasına sebep değil. Yeni bir yazı yazıldı ve pazartesi hayrolsun diyoruz. Derdimi arkadaşlarla paylaşırken benden büyük derdi olanları gördüm.

Tezini yazan arkadaşım danışmanlarından birine hazırlıklarını yolluyor. Bir, iki, üç derken beş haftadır ses yok. Arıyor sekreteri, karşıda bir hışım öyle meşgulum ki şuydu buydu, daha zarfı açmamış hanımefendi. Bu defa hocayı arıyor, cevap biraz yoğunduk hakikaten haftaya 'zarfı açınca' haber veririz. Şaka yapmıyorum. Daha hala zarfı açmak için randevu veriyorlar. Çeviri hikayesine gelince bir belgeyi de burada çevirtmek gerekti. 10 satırlık bir acil yazıya ortalama verilen süre bir hafta. İstanbul'da 20 sayfayı iki günde Bonn'a teslim ettiler. Yuh artık. 

Kırtasiye, bürokrasi var Türkiye'de. Evet ama Alman bürokrasisi diye işlemeyen bir sistem var ve bu adamlar iki dünya savaşı geçirip kalkınıyor, üstüne dünya devi oluyor. Ve bu adamlarla bu işler yürüyor. Bilen varsa anlatsın, kimbilir kaç kişi yaşamıştır benzerini. Belki benim şansıma istisnalar çıktı karşıma. Ama geldiğimden beri duyduğum iki kelime 'Burda böyle'. Ve kanıksamışlar artık. Haftaya da cevap gelmezse ne yapayım diyor Mai. Tepki vermeyi düşünmüyor. Yanlış mı öğrendik? Tepkisiz olan biz değil miydik? 

Söz konusu bakanlık Sağlık bakanlığı, meslek dişhekimliğidir. Buradan olur da burs murs kazanan ya da bir şekilde gelmeyi düşünen varsa haber versin yardıma hazırım. Çekilecek sıkıntı değil çünkü. 

Allah kimseyi Alman bürokrasisine düşürmesin...

Freitag, 30. Januar 2009